23 Kasım 2019 Cumartesi

kendi kendime anlatıyorum

istanbul yine biz geldik
bütün yavaşlığımızla gelirken
yavaş yavaş hız aldık
içimde olduğunu fark edemediğim her şeyle
anlatıyorum ya da anlaşıyorum
sizi dinlemek isterken
çekingenlikten sizi kendimce konuşturuyorum
tabi ki kendi içimde
kendim içinde

biri sizi bizi iyice anlayıp yazsın diye düşlerken
ne kadar çok şey yazıldığını
yazılanların giderek daha da çoğalacağını düşündüm mü?
bilmem
hepimizin ölmeden filmimizi izleme imkanı olsaydı
yazılanlar tiyatro ve diğer sanatlar sanırım bu yüzden değerli
neleri yazmak isterken ne yazıyorsun?
insanları ya da kendimi
kendi kendiyle konuşmak zorunda olanları
saçlarımı kestirirken terapi olduğumu sanan benimi

bu kadar çok görüntü bizi ne hale getirecek?

yola çıkınca cisimlerde şekillere, değişikliklere bakarken
dönüşte yüzlere, bu resmin nasıl yansıdığına bakmak isterdim
insanların gönüllerini görebilseydim
marmaray söğütlüçeşme istasyonunda soğukta beklemekten
oranın adını değiştirdim ilk gelen trene bin istasyonu
bana bakıp diğer yöndeki trene binen arkadaşı üşüyünce ve aynısını yapınca anladım
önü ve arkası belli olmayan trene binilecek yer kalmamış
ve bir kadın kendi bedeniyle kendine yer açıyor
sanırım bedeni aşmayı şehir ona öğretmiş
sıkıştırmak için beden kullanımı dersi
şimdi aklıma japonlar geldi
sıkıştırma görevlilerini anladım
kapıların kapanmasını engelleyen yolcuları sıkıştıran
beden unutturucuları
evet şehir sen bir uyuşturucusun
bakalım etkilerini fark edebilecek miyim?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder