21 Haziran 2014 Cumartesi

sanırım ana okuluna gidiyordum
bir ramazan günü olması olası yardım için zarf dağıtıldı
zarfı eve götürdüm
babam içine beş bin lira koyup ağzını kapattı
okula giderken zarfı cebimden çıkarttım
suya düşürdüm
parayı cebime koydum
zarf istemeye ya da parayı öyle vermeye utandım
parayı paltomun cebinde unuttum
paranın hikayesini hatırlayamayacak kadar bir zaman sonra
kuzenim geldi
nedense paltomun cebindeki parayı buldu
babama verdi
babam sanırım parayı hatırladı fakat ben hatırlamadım ya da unuttum
sorgu başladı
tokatlar
ağlamam
babamın ellerinin arasından duvara fırlamam
yere düşüp tekrar tokatlar olayı hatırlattı
bu bağış için verdiğin paraydı
ben onu suya düşürdüm
ve veremedim
ertesi gün
yüzümdeki şiş ve morluklarla okula gittim
öğretmen sordu
merdivenden düştüm
sanırım bu olaydan sonra
dürüst ve aptal oldum


20 Haziran 2014 Cuma

bir soru sor
dil bir sihir mi
konuşmak
hayal bir gerçek mi
gerçek hayal mi
ne kadar tuhaf aslında paranın ya da servetin bir güven olduğunu hissettim
olmayan hayallerimize inanmamız mı
başkalarına güven duyarak onların hayallerine de inanmamız mı
bilmem bir soru yok
bir tanesi de bu
doğayı gözlemeden aceleyle yaptığımız davranışlarımız sorun oluşturuyor
sonra birileri bu sorunlara ne kadar çabuk uyum sağlaya biliyorsa
onlarda en başarılılar
uyum sağlayamadığım gerçekleri anladığımı sanmak
ve aceleyle kaçmak



16 Haziran 2014 Pazartesi

bilmem
yine kendimde kayboldum
bir salaklık yapıp ardında ki basit mutluluğu bile arıyorum
hani bir şeylerle okuyordumya
artık onlara duygularıda katıp
duyu ve duygularla sevişmek istiyorum
bu eskidi bunun olmayacağını
iyi sevişemediğimi öğrendim
duyu ve duygu ile sevişmek
çok güzeldir
bir dili tattığını düşün
sonra dili bırak ve dudaklarını oku
şöyle bir saçlarını kokla
gözlerini aç
o gördüğün ışık
ilk ışık okuman
ve bir ses lazım
nefes alıp vermenin sesini okumakla başla
ve bir kalp daha atıyor
onuda duygularınla okumaya başla
duyu ve duyguları okumak çok zor
dışımda kaybolduğum yetmiyor
içimde hiç oluyorum
hiç bilmem